Kültürel Lezzetimiz Türk Kahvesi

14-11-2022 13:14
Kültürel Lezzetimiz Türk Kahvesi
 

Türk kahvesi günümüzde hemen her evde bulunan kültürel bir lezzettir. Türk kahvesini sadece bir içecek olarak düşünmek yeterli olmaz çünkü yıllar boyunca Türk toplumuyla birlikte varlığını sürdürmüş olan kahve Türk kültürünün bir parçası haline gelmiştir.

Türk kahvesi günümüzde hemen her evde bulunan kültürel bir lezzettir. Türk kahvesini sadece bir içecek olarak düşünmek yeterli olmaz çünkü yıllar boyunca Türk toplumuyla birlikte varlığını sürdürmüş olan kahve Türk kültürünün bir parçası haline gelmiştir.

 

Bu şekilde anılıyor olmasının sebebi Türklere özgü bir tarzda pişirilmesi ve Avrupa’nın kahveyi ilk olarak Türklerin kullandığı şekilde tanımasıdır.

Türk Kahvesi, Türk geleneklerinde yeri sebebiyle 5 Aralık 2013 yılında UNESCO tarafından Dünya Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine eklenmiştir. O günden itibaren 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü olarak kutlanmaktadır.Türk kahvesi, çeşitleri ve kültürel yönleri dünyaya tanıtılmaktadır.

Kahvenin Türk topraklarına gelişi

Bilinene göre kahvenin kökeni 14.yy. başlarına, Antik Habeşistan’a dayanmaktadır. Etiyopyalılar tarafından kahve meyvesinin Arap Yarımadası’na gelmesi sonucunda Osmanlı’ya bağlı Yemen valisi Özdemir Paşa tarafından keşfedilmiş ve böylece İstanbul’a ulaşmıştır.

Dünyada henüz tanınmaya başlanılan kahve çekirdekleri İstanbul’da yeni şeklini almıştır. Kavrulmuş kahve çekirdekleri İstanbul’da pudra kıvamında olacak şekilde öğütülmüş, su ve isteğe göre şeker eklenerek cezvede yavaş yavaş kaynatılmıştır. İşte Türk Kahvesini dillere destan yapan bu pişirme yöntemiyle kahve çekirdekleri yepyeni bir tada ulaşmış ve yeni ismini almıştır.

Türk kahvesi, Avrupa’da da büyük ilgi görmüştür. Avrupa’ya kahve Osmanlı’dan gitmiştir ve yıllar boyunca Türklerin pişirme yöntemiyle tüketilmiştir. Türk kahvesiyle birlikte Avrupa ülkelerine bazı Türk kültürleri de yayılmıştır. Osmanlı döneminde açılan kahvehaneler Avrupa’da açılmaya başlamıştır. Tarihteki ilk kahvehanenin 1554 yılında İstanbul’da Tahtakale’de açıldığı, Avrupa’da ise ilk olarak Venedik’te 1647 yılında açıldığı bilinmektedir.

Türk kahvesi ve kültür

Türk kahvesi, kahvehane kültürünü oluşturmuştur. İnsanların kahve içip, sohbet edebilmek için toplandığı alanlar aynı zamanda çeşitli sosyal aktivitelerinde merkezidir. Kahvehanelerde, şiir dinletileri, kitap sohbetleri yapılır; tavla, satranç gibi oyunlar oynanırdı. Kültürel gelişimin ana kaynağı olan kahvehaneler aynı zamanda da içerisinde yer alan kitaplar sebebiyle eğitim merkezidir.

Toplumun sosyalleşmesine katkıda bulunmaktadır. Kahve içmek zamanla başka insanlar iletişim kurabilmek için bir araç haline gelmiştir. Türk kültürüne yerleşen bu faaliyet ‘Kahve bahane sohbet şahane’ gibi deyimlerin temeli olmuştur.

Kahve, özel günlerde de sıklıkla tüketilmektedir. Doğum günlerinde, resmi ve milli bayramlarda misafirlere ikram edilen, kafelerde en sık tüketilen ürün kahvedir. Zamanla kız isteme töreninin koparılmaz bir bağı haline gelmiştir. Eski dönemlerde gelin adayının el becerisini ölçmek için gelin tarafından özenle hazırlanan Türk kahvesi günümüzde bu törenin sembolik bir parçası haline gelmiştir.

Türk kahvesi ve sanat

Türk kahvesi pişirilme yöntemi ile diğer kahve türlerinden tamamen ayrılmıştır. Kahve çekirdeklerinin pudra kıvamında öğütülüp bakır cezvede su ile ateş üzerinde veya sıcak kumda ağır ağır pişirilme ve köpüklendirme sanatıdır. Kahve çeşitlerinin arasında telvesi olan tek türdür.

Kahve sunumu Osmanlı döneminde saraylarda özel törenlerle yapılmaktadır. Konukların ağırlandığı bölüme genellikle iki kişi tarafından sitil örtüsü olarak bilinen bir örtü ve kahve tepsisi ile götürülmektedir.

Geleneksel sunumda kahve yanında lokum ve şerbet ile servis edilmektedir. Gelen misafirlere lokum ikram edilmesi misafirin gözünde ev sahibinin değerini ve konumunu yükseltmektedir.

Günümüzde kahve sunumu sanatsal bir boyuta ulaşmıştır. Özel kahve tepsileri, değişik türlerde fincanlar içerisinde, lokum, çikolata veya şeker türleriyle servis edilmektedir. Türk kahvesinin yapımında kullanılan malzemelerdeki işleme ve tasarımlarla da yeni bir sanat anlayışı oluşmuştur.

Sanat eserlerine olan yansıması türkülerde de görülmektedir. Birçok türkünün içerisinde Türk kahvesinden ve onun toplumdaki etkisinden bahsedilmiştir.

  • Anonim bir türkü: Sabah ile sabah ile kahve gelir tabak ile
  • İstanbul türküsü: Kadifeden kesesi kahveden gelir sesi oturmuş kumar oynar ciğerimin köşesi

Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır

Bu atasözü Türk kahvesinin kültürümüze kazandırdığı toplumsal değerin bir simgesidir. Osmanlı döneminde İstanbul’da bir kahveci, bir yeniçeri askerinin kahve ikram ettirmeyerek hakaret ettiği Rum kaptana kahve ikram etmiş,

Kahveci bu esnada Rum kaptanla uzun uzadıya sohbet etmiştir. Kahveci bu olaydan 40 yıl sonra Rumların eline tutsak düşmüştür. Esir pazarında kimsenin değer vermediği yaşlı kahveci bir Rum askeri tarafından pahalı bir bedelle satın alınmıştır. Rum asker yıllar önce kendisine kahve ikram eden, sohbet eden adamı tanımış ve onu eski bir dost olarak görmüştür. Sohbet edip yaşlı kahvecinin karnını doyurduktan sonra ülkesine göndermiştir.

Günümüzde bu atasözü, küçük bir iyiliğin yıllar geçse de unutulmayacağını anlatmak için kullanılmaktadır.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.